Sürdürülebilirliği Merkeze Almak: Az Laf Çok İş 

Sürdürülebilirliği Merkeze Almak

Şirketlerin herkes yapıyor diye yaptığı, yapar gibi göründüğü ‘iyilik’lerin zamanı geçti.

Bu yazı Giden London Yönetici Ortağı Ben Hayman’ın Sustainable Brands Blog’unda yayınladığı “The 5 Purpose Trends Set to Lead the Way in 2020” makalesinden ilhamla hazırlanan 2020’de Şirketlerin Sürdürülebilirlik Gündemi yazı dizisinin 2. başlığıdır. Eğer henüz okumadıysanız 2020’de Şirketlerin Sürdürülebilirlik Gündemi yazısı ile başlamanız önerilir. Dizinin devamındaki yazılara bu metnin altındaki bağlantılardan erişebilirsiniz. 

 

Artık şirketlerden sırf pazarlama adına gündem diye bazı konuları sümüklü mendil tutar gibi, sahiplenmeden eh işte bak biz de yapıyoruz dedikleri dönem bitti. Hem müşteriler hem yatırımcılar şirketlerden değişim, inovasyon ve işi daha iyiye götürmeyi bekliyorlar. Bu tabii ki şirketler için daha sert çalışmak, daha çok ferdakarlık, kan, ter ve gözyaşı demek. 

Şirketler öncelikle ana iştigal alanları (core business) ile sürdürülebilirlik konularının kesiştiği noktaları tespit etmeliler.

Birçok şirkette bu çalışma başladı, ancak kurumsal sosyal sorumluluk adı verilen abuk bir yardım kisvesi altında ilerleyen işler pek az değil. Sürdürülebilirliğin bir ‘iyilik yapma alanı’ olmaktan acilen çıkarılıp iş modeline entegre edilmesi artık şart. Ana iştigal alanı ile sürdürülebilirlik bağlantılarını analiz etmek için Birleşmiş Milletler Sürdürülebilir Kalkınma Amaçları bu konuda önemli bir yol haritası. 

İkinci adım fırsat analizi.

Bir yerde çevre, sosyal veya ekonomik açıdan çöpe giden bir durum varsa orada fırsat vardır. Sağdan soldan ‘harika bi fikir’ bulmaya sarfedilecek eforun çok küçük bir kısmı ile bu kayıplar fırsata dönüştürülüp sosyal, çevresel veya ekonomik fayda haline getirilebilir. Üst düzey sahiplenme, ana iştigal alanı bağlantılarının kurulması ve ekibe yatırım yaparak yeni bir yola girilebilir. 

Şirketin iş alanı ile sürdürülebilirlik çalışmalarının kesişimleri yakalamak, rayları yağlamak gibidir.

Raylar yağlanır ve temizlenirse vagon daha hızlı gider. Rayların bakımı ve yağlanması zaman veya insan maliyeti olarak görüldüğü takdirde usul usul ortalama hız düşer, rakipler gücüne güç kattığında farkedilir ki artık trenden inip yürümek bile daha hızlı oluyor, artık geçmiş olsundur. O gün geldiğinde şirketi raylarda eski hızında hareket ettirmek için daha yüksek maliyetler, daha fazla zaman ve iş gücü kaybını göze almak gerekir. Ancak artık çok geç olur, eski müşteriler için ancak bir fatiha ile birlikte anılacak duruma düşülür. 

 

2020’de Şirketlerin Sürdürülebilirlik Gündemine Girecek 5 Konu Yazı Dizisi’ndeki diğer başlıklar

 

Kapak fotoğrafı: Charles Etoroma, Unsplash